21 Temmuz 2009 Salı

Diye

Derme çatma hayallerimin altından geçmenin uğursuzluk olduğuna inandırmış seni ; kendini benim düşmanım olacak kadar yücelten birisi.Senin de inandığın söylentileri rüzgarla geliyor hep kulağıma.Batıl inançlarınla asmak istiyorum seni krallığıma.Ama ona bile layık göremiyorum.
Kokuşmuş beklentilerinden sıkıldı artık içim.Boğuluyorum yanında.Ve seni düşmanım ilan edecek kadar yüceltiyorum.'O' bayanı kuyruğun varsayıyorum.O da seninle çürüyecek asıl layık olan yerde.
Uçurtmalar uçuruluyor bütün gökyüzünde.Uçurtmalarla uçuyor çocuklar.İçimden bir haykırış kopuyor hiç tatmadığım özgürlüğe.Damarlarım çekiliyor,kımıldayamıyorum.Bu duygunun adını nefret koyuyorum.Seni nefretimle boğuyorum.Geberiyorsun sonra.Vücudundaki bütün deliklerden fışkırıyor inançsızlığın,saçların toz olup savruluyor tüm kafirlerin üzerine."İbret" olsun diye.Cesedini sürüyerek yerde atıyorum bataklığa.Yitiyorsun.Kayboluyorsun.YOK oluyorsun işte ; yok ediyorum seni.Zerre kadar pişmanlık duymamacasına.
Ve kahkaha atıyorum hala duyabilirsin belki diye boşluğa.Sen de boşluğun bir parçasısın nasılsa..

10 Temmuz 2009 Cuma

Neredeyim Ben

Uçurumu uçurdum ellerimden.
Tutkumu yüzdürdüm denizlerden ve gözyaşımı büyüttüm.
Peşimden gelme diye ayakizlerimi topladım ardımdan.
Kokumu geri çekemedim,üfledim sana.
Kokum sana gösterecek yolunu,sen sadece kokla.
Uçurtmamı sattım çocuklara.
Beni eskisi kadar eğlendirmediğini farkettim.
Beni eğlendirsin diye bir kumanda aldım.
İlk tuşa basar basmaz patladı gökyüzü.
Her deliğinden yağmurlar boşaldı.Hepsini içtim kokuma bişey olmasın diye.
İnatla geçtim kıyıdan değil denizlerden.
İnatla sevdim kuşların yelelerini,aslanların kanatlarını.
Bir bulut buldum gölgelendim altında serin serin.

Fotoğrafını çıkardım cebimden.
Neredeyim ben(!?)

8 Temmuz 2009 Çarşamba

Kırmızı Pabuç

Her günü güzelleştiricek olan varlığına aralıyordum gözlerimi.Her gün hiç bıkmadan umut eden ben; bu gün bir ölü gibi hissediyorum kendimi."Ölüler nasıl hisseder nerden biliceksin" deme umarsızca.Hatırlatmama gerek mi var..Ben daha öncede ölmüştüm ya...
Canım istemedi bu gün seni beklemeyi.Kızdım herşeyine.Kabuledemedim boşuna harcandığımı.Saçlarımı yoldum,yolduğumu farketmeden.Bir şarkı açtım keyiflenmek için.Neşeli şarkılar bile üzgün geldi kulağıma.Bir küfür savurup tekmeledim şarkıyı.Bir kelime düştü ağzıma."Nerde?"
Nerde diye bağırdım sonra.Evin içinde koştum deliler gibi.Seni aradım kapı arkalarında, orda olma ihtimalin olmadığını bilerek! Bunun adı 'tükenmek'.
Yorgun düştüm bu gün erkenden.Gecelere bile taşımazdım uykumu halbuki.Sarıldım yastığıma senmişsin gibi.İçime sokmaya çalıştım.Sonra yine ağladım.Bu sefer kızgınlıktan değil.Kırgınlıktan,hayal kırıklığından değil.Tamamen nedensiz ağladım.Belki o yastık sen olmadığın için.Belki bana bıraktığın kokun artık bana yetemediği için..Belki de sana gelmek için aldığım kırmızı pabuçlarımı hiç giyemeyecek olduğum için...
Dilim damağım kuru kuru.Su içiyorum geçmiyor susuzluğum.Rengim beyazlıyor öleceğimi sanıyorum.Korkamıyorum bile ölümden..Sadece uzanıp bekliyorum.Neyi beklediğimi bile bilmiyorum.Seni değil! Sadece senden alışkınlığım var beklemeye.O yüzden bekliyorum.Ve o yüzden özlüyorum.Sahip olamadığım duyguları özlüyorum.Hiç yaşamadığım anılarımı hatırlayarak geçiyor zaman.İzmarit koleksiyonuma bir yenisi daha ekleniyor böylece.Ayaklarıma bakıyorum göremiyorum onları.Ellerimi kavuşturuyorum hissedemiyorum.Yüzüme dökülen saçlarımdan ter akıyor..Eskiden olsa beni böyle göreceğinden korkarak banyoya koşardım.Şimdiyse sadece seyretmek geliyor ellerimden.
Uzanıyorum yine.Uykuya kavuşma hayali bu sefer ettiğim.Gözüm defter arasından çıkan gülün sapına takılıyor.Kurumuş,buruş buruş olmuş.Kendime benzetiyorum.İkimizde senin eseriniz nasılsa.Kurumuş yapraklarını ayırıyorum birbirinden.Seni görüyorum taç yaprakların içinde dans ederken.Eski günlerde olduğu gibi.Gülüşünün tazeliğini görüyorum yeniden.Konuşmaya çalışıyorum konuşmuyorsun.Kafanı kaldırıp bakmıyorsun bile..
Koşup pabuçlarımı geçiriyorum ayağıma ve gülün üstünde başlıyorum tepinmeye.Çiğniyorum seni ayaklarımla,beni hep çiğnediğin gibi.Ezilmiş kokun geliyor burnuma.
Planldığım gibi olmasa da bu son görüşme,içim rahat.Senin için aldığım pabuçları senin için giydim ne de olsa..

6 Temmuz 2009 Pazartesi

dokunduğun hayatımdı

Seni unutmayacağımı söylemiştim.Unutucaksın demiştin.
Seni hep seveceğimi söylediğimdeyse bir gün biteceğini mırıldamıştın kulağıma.
Seni hiç bırakmayacağımı söylediğimde ise büyük konuşuyorsun diye söylenmiştin.

Unutmadım ve sevdim.Buna söyleyecek bir şeyin var mı..Elimde olmasa bırakmazdım da..Ama elimde olamadı.
Hep iki seçeneğimiz varken önümüzde sen yalnız tekini görmeyi seçtin.Kabul etmekten başka çarem yoktu sanırım.Ah bir dur diyebilseydim! Deseydim ne olacaktı ki.Sen yine gidecektin.Sen giderdin.Sen gitmeyi severdin.Ben de senin sevdiğin şeyleri severdim sen sevdiğinden.Bunu hiç sevemedim.
Adın hala geçiyor içimden ve sarılıyor belime.Anlıyorum beni düşündüğünü.Düşünemezsin biliyorum.Çok söylediler bana bunu.Ama direttim hep.'o beni bırakıp gitmez...'
Nasıl da inandırdım kendimi buna inanamıyorum.Koskoca yedi ay nasıl her gün gölgenle seviştim bilemiyorum.Gitmiştin işte.Bir daha sana dokunmak yoktu.Kulağına mırıldanmak,seni arzulamak yoktu.Bir daha gülemeyecktim sana,bir daha konuşamayacaktın sen.Gittiği yerde çürüyecekti benim aşkım.Bunları nasıl kabullenebilirdim ki hemen...
Vaz mı geçmeliydim senden?Bir daha gelmeyeceğini bile bile vazgeçmelimiydim?Bunu yediremedim kendime.Tüm duyularım sana çevrilmişken bir anda kocaman bir boşluğa dönüşmene alışabilirmiydim kolayca..Yedi ay boyunca hep hayalinle uyandım.Hayalinle uyudum.Rüyalarımda yine sen vardın.Gözlerimi açardım,gerçek çarpardı yüzüme.Ölümün buz gibi gerçekliği.
Ölmüştün demek...Demek bu kadar kolaydı beni bırakmak.Yaşamamız gereken çok şey varken sen nasıl ölebilirdin ki?Nasıl gömebilirlerdi seni?O nasıl alabilirdi ki canını bunca kişi varken.Dünyadaki sayılı meleklerden birini neden yanına istemişti ki..
Seni bir daha görmedim ve görmeyecektim.Herşeyim yıkıldı gidişinle.Üzüldüm çünkü herşeyimde sen vardın..Geleceğim çürüdü toprak altındaki bedeninle.Sana kızdım,geçti.Küstüm,geçti.Üzüntümde geçecek mi öylece.Ben bu duyuguyu atabilecekmiyim içimden.
Sensiz ilk adımımı attım hayata.Kabullenerek ölümünü.Unutmak için en önemli adımdı.Her nefesim acı acı şimdi ama geçeceğini söylüyorlar.Büyükannem dedemin ölümünü anlatıyor ve sonrasını.Banane sizden diye bağırıyorum her defasında.Banane insanlardan.Kimse anlamıyor içimdeki boşluğu.Eksikliğimin farkına varamıyor kimse.Sensiz tam olamadığımı göremeyecek kadar körleştiler.Bense kimseye tahammül edemeyecek kadar çekilmez bir kadınım sensiz.
İzlerin kaldı bedenimde.Her duyumda senden parçalar var.Gözlerimde görüntün..Sesin kulağımda.Dudaklarının sıcaklığı dudaklarımda..Kokun burnumda.Seni unutmaktan öyle çok korktum ki sevgilim; seni gömmeden önce gizlice ruhunu aldım yanıma.Sıkı sıkıya soktum içime.Başka türlü bırakamazdım seni asla...

Hayatıma dokunmuştun,izlerin kaldı hayatımda...
Beni asla unutma,çünkü ben seni unutmayacağım asla.

3 Temmuz 2009 Cuma

masallardan

Görmeni istediğim çok şeyler vardı.Bu yüzdendi sanırım bu gördürmene harcadığım çabam.Her fırtınada güçlenerek gelirdi çabalamam ama değmezdi hiç sana.Dardı kadrajın hayata bakan.Ben gördürmeye uğraşırdım sen görmemeye..
Görmek istemeyince insan göremiyor belkide.İstemediğini anlayınca istetmeye uğraştım bu seferde.Yorulmadan fırsat kolladım bunun için ama nafile.Elime geçen tek şey bana duyduğun 'bıkkınlık'.Başlıyordu bu seferde başka uğraşlar..Ne yapsam da beni yeniden sevse..Sevmedin.
Sevmediğine üzülmek için vaktim olmadı.Üzgünlüğümün asıl nedeniydi gösteremediğim şeyler.Düşünmeye bile gerek duymamıştın sen.Sadece senin görüşlerin diyerek savururdun beni ordan buraya.İnatçıydım..Babamın kızıydım.
Sen beni kovdun ben senden gitmedim.Günlerce elimde sıktım durdum gururumu ellerimde unufak olan kadar taki.Aramızda ki tek engeli de kaldırmış oluyordum böylece.gururlu kadını kendi ellerimle gömüp sana geldiğimde anladım.
"Seni anladım artık" dedim sana.Sen ban baktın boş gözlerle."Haklıymışsın dedim sonra".Kırışmış gözlerini benden yana çevirip gülümsedin."Ben hiçbir konuda haklı olmam,haklı olan hep sen olursun."
Doğruydun sen diye başlayıp giden cümlelerime sadece gülen sen..
Gurursuz ve inkar etmişliğimin mahçupluğunu hala üzerinde taşıyan ben..


Seni anlamıştım.Beni anlamıştın.Beni anlamıştım.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Rüzgarın Tadı

Bir ses duydum sanki suyun altından gelirmiş gibi boğuk boğuk kulağıma ilişen..
Sesin geldiği yöne dönmeye kalktım arkamı,olmadı.Döndüm sandığım her yerde o ses vardı.Ben mi becerememiştim kaçmayı, o mu inattı anlayamadım..Düşünseydim bulabilirdim belki cevapları...Korktum düşünmekten.

Gece rüyama girdi sonra o ses.Rüyamda gördüm o sesi(ni).Duymadım gördüm.Ses karşımdaydı tuhaf bir biçimde.Neye benzetsem şeklini başka bir şey oluverdi bu seferde..O şekil değiştirdi,girdiği bütün kılıkları duydum bu seferde...Kafam allak bullak uyandım uykulardan.Sonra düşünmekten korktum yine ve unuttum sesin görüntüsü,görüntüsünün sesini.

Öyle bir unuttum ki hemde, ne zaman duysam görüntüyü ilk defa oluyormuş gibi kaçtım ondan.Kaçtım sandım daha doğrusu.Ne zaman peşimde mi(?) diye dönüversem arkamı burnumun dibinde buldum.Sese bakıcam diye kaç kere düşmelerden kurtuldum.Kurtarıldım.

Neye yormalı bu olanları onu düşündürüyor bana rüzgar.Gördüğüm sadece bir rüzgar olmasın dı? diye düşünüyor beynim.Bir rüzgarın bu kadar heyecanlandırması ne de saçma diye kızmam yanlış olmamalı o halde.Yanlış olsa da bir şey değişmeyecek ya işte.İş olsun.

Ama bir daha olursa böyle garipsediğim şeyler kaçmak yerine yüzleşmeyi deneyeceğim.Şu aptal korkuları ezipte un ufak etmenin tam vakti bence.

Sence?

keşke


Bazı isteklerinizi aptalca korkular yüzünden gerçekleştiremediğiniz olmuştur...
Kaçırdığınız fırsatların ardından keşkelere sarılıp dövündüğünüz..
Yeni fırsatlara koşmaktansa geçmiş imkanlara yürüdüğünüz ve önünüzdekileri kedinizden uzaklaştırdığınız..
O halde bu bloğun adı "keşke" olsun..

Keşkelerimiz var değil mi dilimizin ucunda.Yutkunarak geriye atmaya en derine çabaladığımız ama yutsakta dilimizin ucunu sızlatan keşkeler.Bu gün keşkelerimi taradım saçlarımı tarar gibi.Çözdüm bütün düğümlerini teker teker.Canımın yandığı oldu çözerken.Kopan parçalarım oldu,biraz da eksildim doğrusu..Elimde bir avuç özürle kaldım sadece.Çok önceden dilenmesi gereken,ama bu gün hala dilenmemiş..

Masum bir yazı gibi gözükecek kelimeleri pembeye boyamamdan dolayı.Altındaki vahşiliği yalnızca yazan bilecek.Sadece benim bildiğim şeylere bir yenisi ekleniyor böylece.
Özür sadece kelimeden ibaretse de aynı zamanda gücün kendisi.Özür dilemeyi öğrendim.Ve tüm sevdiklerimden özür diledim.